Azerbaycan Oyrenci Herekati: Iraklı Kürtler, ABD'den güç alarak Kerkük'ün statüsü için referandum yapılmasına dair bir maddeyi anayasaya koydurduğundan beri, aslen Türkmen kenti olan Kerkük üzerinde bir nüfus değişimi projesi uygulanıyor. Dışarıdan Kürtler getirilirken, Arap ve Türkmenler baskı altında Iraklı Türkmenlerin Kerkük'teki sıkıntılarını dış dünyaya nasıl duyuracaklarını ele almak için İstanbul'da buluşmasının, aynı kentteki Arap temsilcilerin kentlerinin gasp edilmesi ve Kürtler lehine etnik temizliğe uğratılmasına dikkat çekmek için kentte yaptığı toplantıyla aynı zamana denk gelmesi tesadüf değil. Bunun Irak savaşının beşinci yıldönümüyle eş zamanlı olması da tesadüf değil. Bu yıldönümü, vatanın trajedisinin, dikkatleri petrolün gazaba dönüştüğü kentlerinde yaşananlardan başka yöne çektiğini anlayan Kerküklülerin üzüntüsünü körükledi. Zira petrol rahatlık ve geleceğe umutla bakmanın kaynağı olmak yerine, varlıklarının tehdit edilmesinin ve gelecekten endişe duymalarının nedeni oldu. 2003'te yüzde 55 Türkmen'di Kerkük'ün sorunu, tarihi boyunca Türkmenlerin oturduğu bir kent olarak kalması. Bu durum Irak topraklarındaki nüfus dağılımıyla ilgili kaynaklarda görülüyor ve araştırmacılar, Türkmenlerin Kürtlerle Araplar arasındaki 'ayırıcı kemer'i vatan edindiğinde anlaşıyor. Kürtler dağlara yerleşti, Türkmenler tepelere. Araplar çöllerde yaşadı. Doğal olarak etnik kökenler zamanla iç içe geçti. Kerkük sadece Türkmen kenti olmadı, bazı Kürtler ve Araplar da buraya geldi. Bu durum yıllardır dil, imar ve sanat alanında Türkmen izleri taşıyan kentin yapısından sayılmadı. Fakat Irak devletinin kurulmasından 1937'ye kadar Kerkük okullarında Türkçe eğitim veriliyordu. Petrolün ortaya çıkması Kerkük'te önemli etken oldu, çok sayıda Kürt ve Arap'ın kente akın etmesine yol açtı. Saddam rejimi Arapların kente gelmesi için özel çaba harcarken, bu durum bir kısım Kürt ve Türkmen'in uzaklaştırıl-masına yol açtı. Baas hükümetinin 1957'de yaptığı bir sayım, kent nüfusunun üçte birinin hâlâ Türkmenlerden oluştuğunu kanıtlıyordu. 2003'teki erzak kartı kayıtlarıysa, nüfusun yüzde 55'inin Türkmen, 30'unun Arap olduğunu ortaya koyuyor. Kürtlerin oranıysa yüzde 10.
Geriye kalan oran da diğer ırk mensupları. Mahir Nakip 'Kerkük'ün kimliği' adlı kitabında, Irak'taki Türkmen varlığının tarihteki göstergelerini açıklayan belgeler toplamış. Kitabın ana kaynağı Osmanlı arşivleri. Anlatılan konular arasında Kerkük'te belediye hizmetinin 1875'te başladığı ve Baas rejiminin düşüşüne dek bu hizmete devam edildiği var. Belediye başkanlığı kentin ileri gelenlerine verilirdi. Bu 128 yıllık dönemde belediye başkanlığına 32 kişi getirildi. 17'si Türkmen, 12'si Arap ve sadece üçü Kürt'tü. Nakip, Kerkük'ün Kürt kenti olduğuna kanıt göstermek için iki Kürt belediye başkanının ismini veren bir Kürt araştırmacıya yanıt bağlamında bu konuya ayrıntılı biçimde inceliyor. Bu şartlar, Amerikan işgalinden sonra değişti. Kürt liderler birçok etkene dayanan bir güç hissetti.
Kürt bölgelerindeki şartların, Irak güçlerinin Kuveyt'ten 1990'da çıkarılmasından beri istikrarlı olması bu etkenlerden biri. Bir diğeriyse, Kürt liderlerin Irak savaşında ABD'yle koalisyon içinde olması. Ayrıca merkezi yönetimin zayıflığı, başta Kerkük'ün Kürt bölgesine katılması dahil diğer taleplerinin çıtasını yükseltme noktasında Kürt liderlerin iştahını kabarttı. Zira Kerkük'teki petrol rezervi miktarının 10 milyar varil olduğu sanılıyor ve bu zenginlik, Kürt liderlerin gücü ve merkezi hükümeti vuran zayıflığın gölgesinde karşı konulması zor bir durum oluşturuyor. Kürtler bu iki etkenden yararlandı ve Kerkük'ü Kürdistan bölgesine katmak için üç araca başvurdu. İlk olarak, Kerkük'ü Saddam rejiminden ele geçirdikleri silahlarla güçlenen Peşmergelerle işgal ettiler. Bu arada, kentin gerek güvenlik, gerekse de eğitim, sağlık, iskân ve ziraat açısından idari organındaki temel makamları da işgal ettiler. Aynı zamanda, diğer yerlerden Kürtleri çekerek kentin nüfus yapısını değiştirmek için harekete geçtiler. Bu durum beş yılda yarım milyondan fazla insanın gelmesine yol açtı. 2003'teki 830 binlik nüfus, bu yıl 1 milyon 300 bine çıktı. Kürtleri çekme operasyonu yürütülürken, Türkmen ve Arapların bazen veya mali yollarla tehcir edilmeleri gibi baskılar yaşandı. Üçüncüsü, aynı güç dengesi kendisini yeni Irak anayasasının oluşturulması sürecinde de dayattı. Anayasa Kürdistan bölgesinin sınırlarının belirlenmesi için Kerkük ve diğer çekişmeli bölgelerde referandum yapılmasını öngördü. Kent nüfusuna yarım milyon Kürt'ün eklenmesi tek bir anlama geliyor: Referandum sonucunun önceden hesaplanması. Kürtler 2003'ten bu yana Kerkük'ün Kürdistan bölgesine katılması ısrarlarında şartlardan yararlandı; bazıları kentin bölgenin ayrılmaz bir parçası haline geldiğine dair bir yaklaşımla hareket etmeye başladı. Hatta Kürt edebiyatında Kerkük'ün Kürdistan'ın kalbi olduğunu iddia eden yaklaşımlar belirdi. Bu daha önce bilinmeyen bir durum ancak güç dengesi bunu dayatıyor.
Çözüm önerisi hazır Peki ne yapmalı? Türkmenlerle Araplar arasında, Kerkük'ün Kürdistan hükümeti değil de Irak devletine boyun eğen bağımsız bir bölge olarak görülmesine dair bir anlaşma var. Nüfus değişiminin gölgesinde önerilen çözüm, bölgenin iktidar paylaşımıyla idare edilmesi. Buna göre, Kerkük Türkmen, Kürt ve Arap kökenli 32 seçilmiş şahıs tarafından temsil edilecek. Hıristiyanları da dört kişi temsil edecek. Kerkük meclisi şu an 26 üye ve bir Kürt başkanı içeriyor. 20'si Kürt, sadece üçü Arap. Türkmenlerin sayısı Araplarla aynı. Bunlara bir Hıristiyan üye de ilave edildi.
Orta bir çözüm gibi görünen bu düşünce, varlıklarını güçlendirirken başkalarını uzaklaştırmayı ve korkutmayı sürdüren Kürt yetkililerin uygulamalarına toslayan eşitlik temelinde herkesin temsil edilmesine olanak sağlıyor. İstanbul toplantısı, Kerkük'ün Iraklı kimliğini savunmak ve halkının durumunu herkese duyurmak için Türkmen medyasının etkinleştirilmesine yoğunlaştı. Katılımcılar yazılı, görsel ve işitsel medya alanlarında çalışıyordu. Kendilerini Irak Türkmen medyası yüksek kurulunda temsil edecek kişiyi seçtiler. Dünyanın dört yanından gelen Türkmenler arasında uzun tartışmalar yaşandı. Kerkük'teki Arap toplantısın da, terör saldırılarına karşı koyan Sahva (uyanış) Konseyi liderleri ve siyasiler katıldı. Safları birleştirmenin, Kürt hegemonyasını ve terörü reddetmek için toplantıya çağrılan herkesin ilgi alanı olduğu görüldü. Fakat konuşmacıların tekrarladığı şikâyetler, Kürtlerin intikam alma ve başkalarının rollerini engelleme ısrarı üzerinde yoğunlaştı. Irak'ın parçalanmasına ve halkının sürülmesine dair yaşananlar karşısında Araplar nerede? Kerkük, Irak yenilgiye uğradığı zaman kırıldı. Irak, Araplar yenildiğinde hezimete uğradı.
(Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 19 Mart 2008)
(Efrasyap) |